Elektromanyetik spektrum, aslında somut bir şeydir. Gözümüzün gördüğü ışık, elektromanyetik dalgalara bir parçadır. Elektromanyetik spektrumun görülebilir kısmı, gök kuşağının sahip olduğu portakal rengi ve kırmızıdan, mor ve maviye kadar bütün renkleri içermektedir. Bu renklerin hepsi aslında ışığın farklı dalga boylarını oluşturmaktadır.
Örneğin Deniz, Okayanus, Göl ,Akarsu yani az yada çok olsun Dünya üzerindeki bütün su oluşumlarının üst yüzeyinde bir dalgalanma vardır. Bunların bazılarını büyüklüğünden dolayı gözlemleyebiliriz fakat bir bardak suda bile aslında göremediğimiz bir dalgalanma vardır. Bu dalgalanmalar aslında maddelerin titreşiminden kaynaklanmaktadır. İşitebildiğimiz sesler de aslında farklı frekansta dalgalardan oluşmaktadır.
Elektromanyetik dalgalarda bu dalgaların farklı bir halidir. Aslında günlük yaşamımızda bu üzerinde farklı teknolojiler kullanılarak hayatımızı kolaylaştıran elektromanyetik dalgalardan çok fazla yararlanmaktayız. Televiyon,radyo,mikrodalga fırın vs. Anlayacağınız üzere toprak altında yada üstünde her maddenin ortama yaymış olduğu titreşimlerde yararlanarak farklı tipte ve yetenekte dedektörler üretilmiştir. Metal Dedektörler aslında yer altındaki gözümüzle göremediğimiz ve hissedemediğimiz bu titreşimlere odaklanarak altımızda ne olduğuna dair fikir sahibi olmamıza yardımcı olmaktadır. İleri teknoloji dedektörler , maddelerin yaymış olduğu farklı dalga boylarını birbiri ile kıyaslayarak yer altındaki maddenin cinsini bize söyleyebilmektedir. Bu hassas cihazlar maddelerin yaymış olduğu enerjiyi farklı teknolojilerle kullanılabilir hale getirmektedir. Dedektör tarafından ses ve elektrik sinyallerine dönüştürülen enerji,bir anlamda toprak altından bize mesaj gönderir. Define ve hazine aramada daha fazla kullanılan dedektör çeşitlerinin yanı sıra x-ray dedektörler, gazlı iyonlaşma dedektörleri, parçacık dedektörleri de parçacık fiziği,nükleer fizik,nükleer mühendislikteki,çekirdek bozunumları,kozmik ışınlardan parçacık hızlandırıcılarındaki çarpışmalarla üretilen yüksek enerjili parçacıkları tespit etmek için kullanılmaktadır.
Örneğin Deniz, Okayanus, Göl ,Akarsu yani az yada çok olsun Dünya üzerindeki bütün su oluşumlarının üst yüzeyinde bir dalgalanma vardır. Bunların bazılarını büyüklüğünden dolayı gözlemleyebiliriz fakat bir bardak suda bile aslında göremediğimiz bir dalgalanma vardır. Bu dalgalanmalar aslında maddelerin titreşiminden kaynaklanmaktadır. İşitebildiğimiz sesler de aslında farklı frekansta dalgalardan oluşmaktadır.
Elektromanyetik dalgalarda bu dalgaların farklı bir halidir. Aslında günlük yaşamımızda bu üzerinde farklı teknolojiler kullanılarak hayatımızı kolaylaştıran elektromanyetik dalgalardan çok fazla yararlanmaktayız. Televiyon,radyo,mikrodalga fırın vs. Anlayacağınız üzere toprak altında yada üstünde her maddenin ortama yaymış olduğu titreşimlerde yararlanarak farklı tipte ve yetenekte dedektörler üretilmiştir. Metal Dedektörler aslında yer altındaki gözümüzle göremediğimiz ve hissedemediğimiz bu titreşimlere odaklanarak altımızda ne olduğuna dair fikir sahibi olmamıza yardımcı olmaktadır. İleri teknoloji dedektörler , maddelerin yaymış olduğu farklı dalga boylarını birbiri ile kıyaslayarak yer altındaki maddenin cinsini bize söyleyebilmektedir. Bu hassas cihazlar maddelerin yaymış olduğu enerjiyi farklı teknolojilerle kullanılabilir hale getirmektedir. Dedektör tarafından ses ve elektrik sinyallerine dönüştürülen enerji,bir anlamda toprak altından bize mesaj gönderir. Define ve hazine aramada daha fazla kullanılan dedektör çeşitlerinin yanı sıra x-ray dedektörler, gazlı iyonlaşma dedektörleri, parçacık dedektörleri de parçacık fiziği,nükleer fizik,nükleer mühendislikteki,çekirdek bozunumları,kozmik ışınlardan parçacık hızlandırıcılarındaki çarpışmalarla üretilen yüksek enerjili parçacıkları tespit etmek için kullanılmaktadır.